“Pazardan alınan sebze ve meyvelerin çoğu bebekler için tehlikeli olabilecek pestisit, mikotoksin (küf toksinleri ve nitrat içerebilir ve tek başlarına bebeklerin besinsel gereksinimlerini karşılamada yeterli değildir” diyen Köksal, bebeklerin altıncı aydan sonra kontrollü tarım ile üretilen besinlerle beslenmesi gerektiğinin altını çizdi.

Uzun süre anne sütü alan bebeklerde alerji riskinin azaldığına, dikkat çeken Prof. Dr. Köksal, anne sütünün dış etkenlerin neden olabileceği hastalıklardan bebekleri koruduğunu  en değerli besin olduğu ve bebeklerin zeka gelişimini artırdığını söyledi. Prof. Dr. Köksal sözlerine şöyle devam etti; “Amerikan Pediatri Akademisi, Ulusal Sağlık Enstitüsü (NIH) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) yaşamın ilk 6 ayında anne sütü ile beslenmeyi öneriyor. Otoriteler tarafından da bebeklerin yaşamın ilk 2 yılında temel besin öğesi olarak anne sütü tüketmesi ve anne sütüne ilave  olarak 4-6 aydan itibaren ek besinlere günde 2-3 kez olacak şekilde başlamasını öneriyor.”

Bebekler küçük yetişkinler değil

Anne sütünün bebek için en ideal besin kaynağı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Gülden Köksal, bebeklerin küçük yetişkinler olmadığını, o yüzden anne sütüyle birlikte verilecek ek besinlerin özenle seçilmesi gerektiğini söyledi. “Pazardan alınan sebze ve meyvelerin çoğu bebekler için tehlikeli olabilecek pestisit ve bulaşanlar içerdiğini ve tek başlarına bebeklerin besinsel gereksinimlerini  karşılamaya yetmeyebileceğini’ söyleyen Prof. Dr. Köksal, bebek beslenmesinde anne sütünden sonra büyük önem taşıyan ek besinlerin kontrollü tarımla yetişen sebzeler ve meyveler ile üretilmiş, çok sayıda testten geçmiş, tüm zirai süreçleri kontrol edilmiş, tarımsal ilaç kalıntısı, aroma- renklendirici- koruyucu gibi katkı maddeleri kullanılmamış, tahıllar, yoğurt ve pekmez gibi özenle üretilmiş olması gerektiğini vurguladı.

Hem çeşitlilik hem de besinsel gereksinimleri karşılayacak şekilde tüketilen ürünlerin bebeklerde, damak tadı gelişiminde, şişmanlık (obezite) kontrolünde, alerji ve diyabetin önlenmesinde, sağlıklı büyüme ve gelişmede kilit role sahip olduğunu söyleyen Prof. Dr. Gülden Köksal, bebek beslenmesinde anneleri rahatlatacak şu önerileri verdi:

Olası alerjik reaksiyonlar için yeni bir besine 3-5 gün geçmeden başlanmamalı,bebeğin o besine olan reaksiyonu gözlenmelidir.

Hangi besinin hangi sıra ile önerileceği ile ilgili bir araştırma yoktur. Ancak protein, demir ve çinko içeriği yüksek besinler önerilmelidir (Demir ile zenginleştirilmiş tahıllar ve et).

Besin seçimi ve alışkanlıklarını birçok etmen etkilese de sağlıklı beslenme alışkanlıkları çocuklukta kazanılmaktadır. Yeni bir besin denerken, aileler bu besini, besin kabulünü arttırmak için yaklaşık bir çok kez denemelidir.  

İnek sütü bebeklerin hızlı büyümesini sağlayacak besin öğeleri açısından bazı besinlerden sınırlı bazı besinlerden bebeğe ağır gelebilir( proteini ve yağı yüksektir)Karışık beslenmede çorbalar içinde verilebilir. 

Meyve suları sıvı veya püre şeklinde tüketilmelidir. Yüzde  yüz meyve suyu içerenler kullanılmalıdır.

Güvenli besin alımından ve yeterli beslenmeden emin olunmalıdır. 12 ayın altındaki bebeklerde aspirasyon riski nedeni ile yutma sorunu yaşamamaları için  püre ve ezilmiş besinlerin tercih edilmesi uygundur. 4 yaşın altındaki çocuklarda taneli besinlerden yani yağlı tohumlar, çiğ havuç, mısır gevreği, şekerlemeler, boyalı besinlerden kaçınmak gerekmektedir. Tamamlayıcı besinlere şeker ve tuz eklemeyin; çünkü verilen besinlerin içindeki miktarlar gereksinimlerini karşılayacaktır. Besinler vücut ısısında verilmeli, aşırı derecede ısıtılmamalıdır. Ev yapımı besinlerin pişirilme yöntemi ve içeriği her zaman çocuğun gereksinimlerini karşılamayabilir.O nedenle annelerin evde pişen yemekleri verirken dikkatli olmaları gerekmektedir.Enerji, protein, yağ,vitamin ve mineral özellikle demir ve çinko içeriği açısından bebeğe yaşamın ilk yıllarında sağlıklı ve yeterli beslenme alışkanlıkları kazandırılmalıdır.