Evcil hayvanlar ve Çocuklar
Çocuk bir evcil hayvan ile insanlarla sosyallleşmenin provalarını yapabilir, mutluluğunu veya mutsuzluğunu paylaşabilir. |
İnsan gelişiminde evcil hayvanların katkısı çok büyük. Nasıl ki oyuncak ayıcık çocuğun annesinden sonra en yakın arkadaşı olabiliyor. Bu oyuncak ayıcık onun sırlarını paylaşıyor, kızgınlığına katlanıyor, huzursuzluğunu gideriyor. İşte evcil hayvanlar da aynen bu oyuncaklar gibi çocuğun yaşamında etkili oluyor. Acıbadem Bursa Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Bülent Öztürk, "Çocuk bir evcil hayvan ile insanlarla sosyallleşmenin provalarını yapabilir, mutluluğunu veya mutsuzluğunu paylaşabilir."
Evcil hayvanların çocuk yaşamında büyük önemi var. Hemen her çocuk bebekliğinden itibaren etrafında gördüğü evcil hayvanlara sempti ile yaklaşıyor. Yanlarına giderek onları sevmek isteyen çocuklara hepimiz rastlamışızdır. Ancak evde onları beslemek apayrı bir durum ve sorumluluk! Acıbadem Bursa Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Bülent Öztürk, evde hayvan beslemenin çocuklar üzerindeki etkisi noktasında şunları söylüyor: “Ona bakarak birine bir şeyler vermenin, yardım etmenin zevkini tadabilir, onu sahiplenerek bağlılık duygusunun farkına varabilir. Çocuk evindeki kedisine köpeğine kuşuna bir şeyler öğreterek, kendi bir şeyler öğrenir, korkularını onun üzerinde deneyerek yenebilir ve de insan ilişkisinin temelini oluşturan sevmeyi, vermeyi, korumayı bağımsız bir kişi olmayı öğrenir. Bu durum, özellikle engelli çocuklarda çok daha büyük anlamlar ifade eder.”
HASTALIK RİSKİNE DİKKAT!
Tüm bu olumlu gelişmelere karşın, toplumumuzda çoğu anne ve baba evde hayvan beslemenin; çocukların sağlığı açısından sakınca oluşturacağını düşünüyor ve çocuklarını hayvanlardan uzak tutuyorlar. Peki bu endişeler doğru mu? Dr. Öztürk, “Bir açıdan bakıldığında da endişeleri de yersiz değildir.” diyerek şöyle devam ediyor:
HASTALIK RİSKİNE DİKKAT!
Tüm bu olumlu gelişmelere karşın, toplumumuzda çoğu anne ve baba evde hayvan beslemenin; çocukların sağlığı açısından sakınca oluşturacağını düşünüyor ve çocuklarını hayvanlardan uzak tutuyorlar. Peki bu endişeler doğru mu? Dr. Öztürk, “Bir açıdan bakıldığında da endişeleri de yersiz değildir.” diyerek şöyle devam ediyor:
“Hayvanlardan insanlara bazı hastalıkların bulaşabilir. Bu bulaşma doğrudan temas, sıyrık, ısırık, solunum yolu ile (hayvanların bulunduğu ortamda nefes almak), hayvanların idrar ya da dışkısı ile temas, hayvanların kendilerinin yada idrar ve dışkılarının bulaştığı yiyecek ve içeceklerin alınması ile bulaşabilir. Hayvanlar bazı mikropları ve parazitleri taşır, fakat bunları kirli su ve gıdalardan alma olasılığımız hayvanlardan alma olasılığımızdan daha fazladır.” İşte bu noktada anne adayları veya bebekle evcil hayvan aynı evde yaşıyorsa olası enfeksiyonlarda korunmayı bilmek ve veteriner hekime müracaat ederek, hayvanların rutin sağlık kontrollerinin ve aşılarının yaptırmak gerekiyor.
RİSKLERE KARŞI TEDBİRLER
Köpekler çocuklar ve gebeler için eğer aşı ve kontrolleri düzenli olarak yapılıyorsa yaratabilecekleri en önemli sağlık sorunu şudur: Fiziksel travma. Böyle travmalar sonucu mutlaka bir hekime başvurulması gerekiyor. Dr. Öztürk köpek ve kedi bakımı konusunda şu uyarılarda bulunuyor:
? Köpeklerden oluşabilecek diğer sağlık sorunları ısırma ve tırnaklama sonucu yara yeri enfeksiyonu, tetanoz, ve kuduz gibi hastalıklardır. Bu açıdan yavru köpekler 6 haftalık olduklarında parazit mücadelesi yapılmalı, 8. haftada karma aşı uygulanmalı ve 11. haftada aynı aşı tekrar edilmelidir.12. haftada kuduz aşısı uygulanmalı ve bu aşılar daha sonra bir yıl aralıklarla uygulanmalıdır. İç ve dış parazitlere karşı 3-4 ay aralıklarla ilaçlama yapılmalıdır. 1-2 ay aralıklarla köpeklere banyo yaptırılabilir, ancak bundan daha sık yıkamanın hayvanın sağlığı açısından sakınca oluşturabileceği akılda tutulmalıdır. Uygun bir fırça ve tarakla düzenli olarak tüylerinin bakımı yapılır. Evlerinde köpek besleyenler, hayvanın eğitimine mümkün olduğu kadar erken başlamalıdır.
? Kediler de köpekler gibi tırnaklama ve ısırma ile yaralanma ve yara yeri enfeksiyonu oluşturabilirler. Yavru kediler 6 haftalık olduklarında parazit mücadelesi yapılmalı, 8. haftada lösemi aşısı ve karma aşı uygulanmalı, 11. haftada karma aşı tekrar edilmeli, 12. haftada kuduz aşısı uygulanmalıdır. Bu aşılar daha sonra bir yıl aralıklarla uygulanır. İç ve dış parazitlere karşı 3-4 ay aralıklarla ilaçlama yapılır. Kediler tüylerini yalayarak temizledikleri için çok sık banyo yaptırılmalarına gerek yoktur. Fırça ve tarakla düzenli olarak tüylerinin bakımı yapılmalıdır.
GEBELİKTE TOKSOPLAZMA RİSKİ
Kedilerin gebelikte en önemli oluşturabileceği hastalık ise “toksoplazma” olarak biliniyor. Toxoplazma enfeksiyonu ilk kez gebelik sırasında ve gebeliğin hemen öncesinde ortaya çıkarsa enfeksiyon annede hiçbir belirti olmadan bebeğe geçiyor. Annelerinde hiçbir belirti olmayan pek çok bebekte başlangıçta hiçbir bulgu yokken ilerleyen yıllarda zeka geriliği ve körlük gibi ciddi belirtiler ortaya çıkabiliyor. Peki bu hastalık nasıl bulaşıyor? “Kedilerin parazit taşıyan kemirgenler, kuşlar, ve diğer küçük hayvanları yemesi sonucu parazit kediye bulaşır, daha sonra kedinin dışkısında parazit kistleri çıkmaya başlar, yavru kedilerin dışkısında enfeksiyondan 3 hafta sonrasına kadar kistler bulunabilir, erişkin kedilerin dışkısından toxoplazma bulaşma ihtimali daha düşüktür. Kedi dışkısı ile kirlenen materyallere temas eden eller ve yiyecekler eğer uygun şekilde yıkanmazsa , çiğ et yenirse insana bulaşma olabilir. Hiçbir hayvanın barındığı yer gebeler tarafından temizlenmemelidir.”
ALERJİ RİSKİ ARTIYOR MU?
Evcil hayvanların çocuklarda alerji yapıp yapmadığı çok tartışılan bir konu. İsveç’te yapılan bir araştırmaya göre çocuğun, erken yaşlarda çocukların evcil hayvanla teması halinde alerji riskinin artmadığı belirtiliyor. Hatta erken yaşlarda hayvanlarla içli dışlı olan çocukların alerjik sinüzit ve astıma yakalanma oranı daha düşük olduğu ortaya konuyor. Ancak İngiltere'de alerjiye en sık yol açan alerjenler arasında hayvan kepeği (deri döküntüsü ve tüy) olduğu gösteriliyor. Dr. Öztürk konuyla ilgili şunları söylüyor: “Kürklü hayvanların çoğu alerjiye neden olabilir. Alerjenler hayvanların pullanmış derisinde, tüylerinde ve bazen tükrüklerinde bulunur. Bunlar sadece hayvanlar yoluyla değil, giysi, terlik ve ayakkabılarımızla da evimizin her yanına yayılabilir. İngiltere'de her on evin yedisinde bir evcil hayvan bulunur ve evcil hayvanlardaki alerjenler çocukluk çağı astımlarının %40'ının nedeni olabilir. Evcil hayvanlara karşı alerjiye sadece hayvan sahiplerinde rastlanmaz. Alerjenler öyle güçlü ve uzun etkilidir ki kolayca etrafa yayılır ve hayvan beslemeyenler dahi günlük yaşamlarında alerjik olmalarına yetecek miktarda alerjenle temas edebilirler. Alerji riski taşıyan bebekleri olan anne babalar evde evcil hayvan bulundurmamalıdır. Evcil hayvanların tüy, salya ve göz sıvılarından oluşan mikroskopik protein parçacıkları tozlarla birleşerek solunum yollarına ulaşabiliyor. Bu nedenle bebekler hayvanlarla temas etmemelidir, ayrıca yastık ve yorganlar da kuş tüyünden yapılmış olmamalıdır.”
Yorumlar Sende Yaz
Yorum Bulunamadı. İlk Yorum yazan siz olmak için tıklayın.