Astımlı çocuklar için en ideal tatil seçeneğini deniz kenarı oluşturuyor. Havuz açık alanda bile olsa, aşırı sıcak havalarda buharlaşan klorun kimyasal yapısı, astım hastalarının ataklarını tetikleyebiliyor.

Astım hastalığının tekrarlayan bronş daralmasıyla seyreden kronik bir akciğer hastalığı olduğunu, alerjik olabildiği gibi alerji dışı nedenlerden de kaynaklanabildiğini belirtiyor. Çocuk hastalarının çoğunun, alerjik astım olduğuna dikkat çenen Prof. Tabak, bu nedenle çocuklarda astım ve alerjik bronşitin eş anlamlı olarak kullanıldığını söylüyor. Hem alerjik hem de alerjik olmayan astımda, bronşlarda oluşan hassasiyetin dış etkenlere bağlı geliştiğine, sigara dumanı, kimyasal kokular, küf, hava kirliliği gibi etkenlerin astımlı bireyde öksürük, hırıltı, nefes darlığı gibi şikayetlerin alevlenmesine neden olduğuna vurgu yapıyor.

Prof. Dr. Yonca Tabak, bir akciğer hastalığı olan astıma bağlı şikayetlerin sıcak ve rutubetli havalarda arttığını vurguluyor, hastaları için en doğru seçimin deniz tatilleri olduğunu, yüzmenin, tuzlu su buharı solumanın tüm hava yolları için doğal bir ilaç olduğunu söylüyor. Prof. Tabak; “Kış boyu tıkanan ve enfeksiyonlarla mücadele eden hava yolları, doğal tuzlu suyun etkisiyle açılıyor. Havuz suları çoğunlukla klorla dezenfekte ediliyor ve açık havuz olsa bile aşırı sıcak havada buharlaşan klorun astım ataklarını tetikleyici etkisi olmasından dolayı tavsiye edilmiyor” diyor.

Prof. Dr. Yonca Tabak, kısa süreliğine de olsa evimiz olarak kullanacağımız konaklama alanlarına dikkat çekiyor. Özellikle astımlı çocukların %90'ının ev tozuna karşı alerjisi olduğunu, tozun da en çok halıda biriktiğini göz önünde bulundurulması gerektiğini, konaklama yapılacak mekanın halı kaplı olmamasına özen gösterilmesi gerektiğini belirtiyor. Astımlı kişilerin özel eşyalarını da tatile yanında getirmesinin önemli olduğunu, anti alerjik yatak kılıfı gibi özel eşyaların kullanımına tatil süresince devam edilmesinin, olası olumsuz durumları engelleyeceğini belirtiyor.