Medipol Hastanesi Uzman Klinik Psikologlarından Neslihan Arıcı, kötü karne öğrencinin sadece bir yılda aldığı derslerdeki perfomansını gösterdiğini belirterek, “Öğrencinin kişiliğini, genel başarısını gösteren bir araç değildir. Bu bağlamda hayatın sonu değil, tam tersine hayatın başıdır. Çünkü kötü karneyle öğrenci hayatında neleri değiştirmesi gerektiğini fark edebilir ve ileriki performasını değiştirmek için adımlar atabilir” dedi.
Birçok etkenin öğrencinin karnesinde düşük performans sergilemesine veya başarısızlığına neden olabileceğini belirten Arıcı, şöyle devam etti: “Bu etkenler arasında ailenin öğrenciyi ders konusunda kontrol etmemesi ya da çok kontrol etmesi, öğrencinin ders çalışma yöntemlerini bilmemesi, öğrenciye sorumluluk anlayışının öğretilmemesi, öğrencinin önünde başarılı modeller olmaması ya da çok başarılı modeller olması, öğrencinin ailesinin ve öğretmeninin öğrenciden beklentisinin yüksek veya düşük olması, öğrencide öğrenme veya dikkat sorunun olması, öğrencinin içsel motivasyonun düşük olması, öğrencinin ders çalışma sonucunda alacağı kazançlarını fark etmemesi, öğrencinin ailesi ve arkadaşlarıyla olan olumsuz ilişkisi, öğrencinin sınıf ortamındaki konumu, öğretmenin dersi çok etkin verememesi, dersin zorluğu, yer almaktadır.”
ANNE-BABALAR DİKKAT!
Karnedeki zayıfları değerlendirmede anne-babalara çok iş düştüğünü hatırlatan Arıcı, dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıraladı:
İlk olarak aile karnesinde zayıflar alan öğrenicinin zayıflar almasına etki eden nedenleri gözden geçirmelidir.
Karnede zayıf notlarda ailenin kendisinin sebep olduğu etkenler varsa (Çok baskı yapma ya da hiç ilgilenmeme, sorumluluk vermeme, yüksek veya düşük beklentili olma, olumsuz ilişki kurma) aile bunu kendileri ele almalıdır. İyi model olmak her zaman öğrenciyi olumlu etkilemektedir.
Karnedeki zayıf notlarda öğrencinin yaptığı yanlışlar varsa (Ders çalışmama, çok bilgisayar oynama, sorumluluk alamama çalışma sonucunda alacağı kazançlarını fark etmeme) bunlar öğrenciyle konuşulmalı ve ailecek bunlara çözüm bulunulmalıdır.
Karnedeki zayıf notlar için öğrenciye “Sen başarısızsın, hiçbir işe yaramazsın” gibi sözel etiketler ve hareketlerde bulunmamalıdır. Bu sözler öğrencinin kendi algısını ve özgüvenini olumsuz etkilemekte ve hatta bir dahaki dönemde daha düşük not almasına sebep olmaktadır.
Karnedeki zayıf notlar için öğrenci fiziksel, duygusal cezalandırılmamalıdır. Ceza öğreniciye ders çalışmayı ya da başarılı olmayı öğretmez. Aksine ders çalışmamaya dolaylı olarak teşvik eder.
Karnesinde zayıf bulunan çocuğun yakın çevresine de önemli görevler düştüğünü hatırlatan Arıcı, “Karnesinde zayıf bulunan çocuğa aldığı zayıf notların onun başarısız olmadığını vurgulanmalı, fakat zayıf not aldığı da fark ettirilmelidir. Çocuğun aldığı zayıf notlardaki etkenler çocukla birlikte bulunmalı ve bu etkenler için çözüm yolları aranmalıdır. Çocuğun aldığı zayıf notlar dışında aldığı yüksek veya orta notlar da hatırlatılmalı ve yüksek not almasına etki eden etmenler araştırılmalı ve bu etkenlerin zayıf notlarda da kullanılması sağlanmalıdır. Çocuğun zayıf notlar veya yüksek notlar dışında kendisinin başarılı olduğu farklı alanlar çocuğa keşfettirilmeli ve fark ettirilmelidir” diye konuştu.
Karnesi zayıf olan çocukların tatilinin verimli geçebilmesi için öğrenciler ve velilerin yaz tatilini iyi programlamaları gerekiyor. Psikolog Neslihan Arıcı, “Bu programın belli süresinde öğrencinin dinlenmesi, rahatlaması, eğlenmesi ve çeşitli spor faaliyetlerinde (yüzme, basketbol) bulunması gerekmektedir. Çünkü tatilin anlamı, dinlenme, rahatlamadır” dedi.
“DERS ÇALIŞ” EMRİ BASKI YARATIR
Velilerin kendi başlarına program yapmamaları gerektiğini aktaran Arıcı, bu programının belli sürelerinde zayıf not alınan derslerdeki eksiklikleri telafi etkinliklerinin de yer alabileceğini vurguladı.
“Hiçbir insan emir etkinliğiyle yaptığı işte istekli olmaz ve yaptığı işi öğrenmez. Sadece baskıdan yapar ve baskı geçtiğinde tekrar eski davranışına geri döner. Kısaca o konuda sorumluluk almayı öğrenmez” diyen Arıcı, şunları kaydetti: “Bazen ‘ders çalış emri’ baskı yarattığı için bireyi ders çalışmadan soğutur. Çünkü hiçbir çocuk ve birey kontrol edilmek istemez. O yüzden çocuğu bu emirlerle kontrol etmek yerine çocuğa ders çalışmasını motive edecek ortamlar, durumlar çocukla birlikte oluşturulmalı ve çocuğa kendini kontrol etme davranışları kazandırılmalıdır.”
- Suan 3/5 Ortalama.
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
3/5 (Toplam 39 oy.)