Her 100 Çocuktan 15’i Uykuda Yatak Islatıyor!
Yatak ıslatma nedir, ne sıklıkta görülür? |
Bu yaştaki her 100 çocuktan yaklaşık 14-15’i uykuda altını ıslatır. On sekiz yaşındaki 100 kişinin birinde bu sorun devam edebilmektedir.
İdrar kesesi ve idrar tutmaya yarayan kasların kontrolü sinir sistemi tarafından yapılmaktadır. Gece idrar kontrolünün sağlanması;
gece üretilen idrar miktarının uygun düzeyde tutulması merkezi sinir sisteminin olgunlaşması,
vücutta üretilen bazı maddelerin yeteri kadar salgılanmaması ile ilişkilidir.
Yatak ıslatma sorununun ortaya çıkmasında yukarıda sayılan idrar tutma işlevi ile ilgili faktörleri etkileyen birden fazla nedenin rol oynadığı bilinmektedir. Anne babalar yatağını ıslatan çocukların bir kısmının uykularının ağır olduğundan söz ederler. Gerçekten de altını ıslatma sorunu olan çocukların önemli bir bölümünde uyku sırasında idrar kesesinin doluluğu, diğer bir deyişle idrar yapma ihtiyacı hissedilememektedir. Çişi gelen çocuk uyanamamaktadır. Bunun sonucu olarak çocuk uykusunda sıkıştığını hissedip uyanmadan refleks olarak çişini yapmaktadır.
Bazı altını ıslatan çocuklarda ise gece üretilen idrarın normalden fazla olduğu saptanmıştır. Gece üretilen idrarın fazla olması durumunda mesane kapasitesi aşılmakta ve uykuda çiş yapma ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bu durum uykunun ağır olması faktörü ile birleşince gece altını ıslatma ortaya çıkmaktadır. Gece altını ıslatan çocukların bir kısmında ise idrar kesesinin çalışması ile ilgili bozukluk saptanmaktadır. Çiş yapma ihtiyacı uyandıracak kadar idrar birikmese de mesanenin dolması sırasında ani olarak ortaya çıkan sıkışma hissi zamansız çiş yapmaya, yatağı ıslatmaya yol açmaktadır.
Anne babanın çocuğun yatak ıslatmasına tepki ile yaklaşması veya cezalandırma yolunu seçmesi sorunu çözmek bir yana çok daha derinleşmesine yol açabilir. Gece yatağı ıslatmaya yol açan nedenler çocuğun suçu veya ailenin hatası olmayan, ancak tedavi edilmesi gereken durumlardır. Doğru tedavi için mutlaka sağlık kurumlarında konunun uzmanlarından yardım alınmalıdır.
Genel inanışın aksine gece yatak ıslatma psikolojik sorunların neden olduğu bir rahatsızlık değildir. Fakat gece altını ıslatmanın çocukta psikolojik sorunlara yol açabildiği bilinmektedir. Altını ıslatma nedeniyle çevresi tarafından tepki gören, başka bir yerde geceleyemeyen, tatile gidemeyen, durumundan utanç duyan bir çocuğun psikolojik açıdan etkilenmeyeceğini düşünmek mümkün değildir. Çocuklarda, gece yatak ıslatma, anne-babaların boşanması ve kavga etmelerinden sonra üçüncü en travmatik olay olarak görülmektedir. Bu nedenle beş yaşını geçmiş çocuklarda hala süren yatak ıslatma sorunu tedavi edilmelidir.
Yatak ıslatmanın can sıkıcı bir durum olması kimi zaman konunun aile içerisinde konuşulmak istenmemesine yol açmaktadır. Bu şekilde üstünün kapatılması sorunun tedavisini zor hale getirmekte ve aile içerisinde gerginliğin artmasına neden olmaktadır. Yatak ıslatma sorununun kendiliğinden geçmesini beklemek doğru değildir. Çocuğu ruhsal açıdan zor durumda bırakabilen bu rahatsızlığı tedavi etmek hem gereklidir, hem de mümkündür. Yatak ıslatma, ilaç ile tedavi edilebilmektedir. İlaç tedavisinde desmopressin isimli etken madde kullanılmaktadır. Altını ıslatan çocukların bir bölümünde geceleri idrar üretimini azaltmakla görevli ADH adı verilen madde yeteri kadar yapılamamaktadır. Desmopressin kullanılarak vücuttaki ADH’nın eksikliği giderilmekte böylece gece boyunca mesanenin idrar hissini ortaya çıkaracak kadar dolmasının önüne geçilmektedir. Çocuklarda kullanımı son derece kolay ağızda eriyen tabletler şeklinde verilen desmopressin tedavisiyle çocukların %60-70’inde gece kuru kalma sağlanabilmektedir. İlaç tedavisinin yanı sıra alarm cihazları ve uzman hekimlerin kontrolünde eklenebilecek başka tedavi şekilleri de mevcuttur.
Yorumlar Sende Yaz
Yorum Bulunamadı. İlk Yorum yazan siz olmak için tıklayın.