Doğumdan sonra mümkün olan en kısa sürede bebeğin emzirilmeye başlanması tüm annelere hatırlatılıyor. Konuyla ilgili olarak DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü uzmanlarından Açelya Şahin Fırat, emzirmenin bebeğe sağladığı fiziksel yararların yanı sıra psikolojik faydasının da öneminin çok büyük olduğunu söylüyor.
Anneler ve anne adayları, hamilelikleri süresince dünyaya getirecekleri bebekleriyle ilgili birçok plan yaparlar, hayaller kurarlar. Şüphesiz ki hepsinin tek bir dileği vardır: Sağlıklı bir bebek sahibi olmak. Bununla ilgili okurlar, araştırırlar, çeşitli endişeler taşırlar. Çocuk sahibi olmanın getirdiği büyük sorumluluk zaman zaman anneler için sıkıntı yaratabilir. Uzmanlar bebek dünyaya geldikten sonra mümkün olduğunca çabuk emzirilmeye başlanması gerektiğini sürekli hatırlatıyor. Emzirme bebeğin fiziksel ve psikolojik gelişimine sayısız faydalar sağlıyor.
Emzirme haftası nedeniyle bir açıklama yapan DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü uzmanlarından Klinik Psikolog Açelya Şahin Fırat, emzirmenin psikolojik olarak da çok fazla önem taşıdığına dikkat çekiyor ve konu ile ilgili görüşlerini şöyle belirtiyor:
“Anne olmaya karar verdiğiniz andan itibaren dünyaya getireceğiniz bebeğiniz ile ilgili planlar yapmaya ve çeşitli endişeler yaşamaya başlarsınız. En büyük ve anlamlı kaygı, her anlamda bebeğiniz için yeterli bir anne olup olamayacağınızdır. İlk dönemlerde bebeğinizin beslenmesi ve sizinle kurulacak güvenli ilişki şüphesiz en önemli gündeminizdir. Bu süreçte yeterli sütü olan ve bebeği sağlıklı bir şekilde emen annelerin doğum sonrası kendilerini daha iyi hissettiklerini görmekteyiz. Annenin kendini yeterli hissediyor olması, yeni bir bebeğin getirdiği sorumlulukları daha kolay göğüslemesini sağlamaktadır. Bu durum, bebeğinizin ruhsal yapılanmasında en önemli dönem olan ilk 6 ay içinde sağlıklı bir psikolojik yapı oluşturmasına yardımcı olmaktadır. Yapılan sayısız araştırma, ilk 6 ayda annesi tarafından beslenme ve bakım ihtiyaçları karşılanan bebeklerin gelecekte psikolojik bozukluk geliştirme olasılığının daha az olduğunu kanıtlanmaktadır.
Bebeğinizi emzirmenin onun fiziksel gelişimine katkısı tabiî ki tartışılmazdır. Ancak buna ek olarak, emzirme sırasında kurulacak olan bağın, onun ‘sağlıklı bir kişilik’ oluşturmasına ortam hazırladığı unutulmamalıdır. Bebeğin sadece midesi memeyi aramaz, başka bir deyişle onu doyuran bir tek anne sütü değildir. Emzirme sırasında yaşanan ‘duygusal doyum ve bedensel temas’ bebeğin en önemli ihtiyaçlarındandır. Doğum sonrası depresyon yaşayan annelerin bebekleri bu bakımdan biraz şansızdır. Anne bebeği kabullenmekte zorlanır, hatta zaman zaman bebeğini emzirmeyi reddeden annelere rastlarız. Beklediği çocuğu bulamayan annelerde doğum sonrası depresyon daha sık görülür. Bu durumda çevredeki diğer kişiler bebeğin bakımını üstlenir. Ancak sadece fizyolojik ihtiyaçlarının karşılanması yeterli değildir.
Annelerin bu dönemde kafasına takılan sorulardan biri bebeğini ne sıklıkla emzireceği üzerinedir. Bebeğinizin ‘güvenli bağlanma’ geliştirebilmesi için “Annem benim ihtiyaçlarımı karşılayabiliyor” inancına bağlıdır. Dolayısıyla ilk dönemlerde bebek her istediğinde meme verilmelidir. Bebeğiniz yeni doğan döneminde 8-10 öğün emmek isteyebilir. Büyüdükçe bu sıklık azalacaktır.
Emzirmenin fizyolojik ve ruhsal yararlarının yanında zihinsel becerilerin gelişimi açısından da önemi büyüktür. Son yıllarda yapılan araştırmalar ilk 6 ayda sadece anne sütü ile beslenen bebeklerin ‘akademik yaşamda anne sütü almayan bebeklere oranla daha başarılı olduğunu’ göstermektedir.
Bir diğer önemli nokta doğumunuzu gerçekleştireceğiniz sağlık kuruluşunun emzirme konusundaki tutumudur. Size bu konuda destek veren bir sağlık personelinin oluşu sizin emzirme sürecine daha kolay adım atmanızı sağlayacaktır. Çünkü özellikle sezaryen doğumlarda sütünüzün gelmesi gecikebilir, bebeğinizin emmeye başlaması zaman alabilir. Bu durumda tutarlı ve kararlı bir şekilde size emzirmeniz konusunda rehberlik edecek deneyimli kişilere ihtiyaç duyarsınız. Türkiye’de 1991 yılında Anne Sütünün Teşviki ve Bebek Dostu Hastaneler Programı başlatılmıştır. Doğum yapacağınız hastaneyi seçerken bu program dâhilinde olup olmadığını araştırabilirsiniz.
Tüm bu verilerin ışığında, gebelikten itibaren anne adaylarının kendilerini emzirme sürecine hazırlamalarının önemini bir kez daha vurgulamak gerekli olabilir. Çünkü gebelik döneminde hayat birçok anlamda kısıtlanmaktadır. Hem yediklerinize hem bedensel hareketliliğinize dikkat etmek zorundasınızdır. Fiziksel olarak inanılmaz bir değişim yaşar ve buna adapte olmakta zorlanırsınız. Dolayısıyla bazıları için doğum, bir “Kurtuluş” olarak düşünülebilir. Ancak emzirmeye devam edilecek ise bazı kısıtlamaların devam etmesi gerekir. Yeme alışkanlıklarınıza dikkat etmek, işe başladığınızda süt sağma zorunluluğu, meme başınızda emzirmeye bağlı oluşan yaralar vs. sizin kendinizi kısıtlanmaya devam ediyor olarak hissetmenize neden olabilir. O nedenle doğum öncesinde ruhsal olarak kendinizi bunlara hazırlamak, hamile eğitim kurslarına devam etmek veya çevrenizde sizden önce doğum yapmış tanıdıklarınızın ve aile büyüklerinizin desteğini almak yararlı olacaktır. Böylece bebeğinizin hem fiziksel hem ruhsal hem de zihinsel olarak yaşama daha avantajlı adım atmasını sağlayabilirsiniz” diyerek tüm anne adaylarına emzirme haftasında emzirmenin faydalarını tüm yönleriyle bir kez daha hatırlatıyor.
- Suan 2,9/5 Ortalama.
- 1
- 2
- 3
- 4
- 5
2,9/5 (Toplam 30 oy.)