Çocuklarda Katılma Nöbetleri
Çocuk Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Serap Uysal ağlama nöbetlerinin aileleri korkuttuğunu belirterek şöyle diyor... |
“Epilepsi nöbeti bu galiba”, ya da “bebeğimin kalbi durdu, onu kaybediyorum sandım “diyen aileler ile karşılaştığımda onlara panikleri konusunda hak vermemek mümkün değil. Ama durumu doğru değerlendirip, neler olabileceği ya da olmayacağını ayrıntılarıyla anlamak için mutlaka doğru tespitler yaptıktan sonra çocuğu daha sakin izlemek mümkün olabiliyor. Soluk tutma veya katılma nöbetleri genellikle bebeklikte 2. Aydan itibaren görülebilir. Ancak ilk ayda da çok nadiren ortaya çıkabiliyor. 1,5-2 yaş en fazla görüldüğü dönemdir. Genellikle 4 yaşta nadiren 6 yaşta sonlanır. Çocuk ağlamaya başladığında nefesini tutar, rengi değişir genellikle morarır, vücut kasılabilir, bilinç değişikliği yaşanır. Nefes tutma kesinlikle bilinçli bir hareket değildir, istemsiz ve refleks bir davranıştır. Bazen morarma ve kasılmayı, ani bir soluklaşma, gevşeme ve uyku hali izler. Bu kısa süreli durumu takiben çocuk normal bilinçli haline geri döner. Aileye panik durumu yaşatabilen bu durum, nadir olabildiği gibi bazen sıktır, hatta gün içinde tekrarlama eğilimindedir. Ağrı veya sinirlenme bu durumu tetikleyebilir.
Kız veya erkek çocukta görülme sıklığı aynıdır. Neden ortaya çıktığına ilişkin farklı görüşler vardır. Genetik yatkınlık vakaların çoğunda saptanır. Yani çocuğun anne ve/veya babasında ya da yakın çevresinde bu durumun yaşandığına dair öykü % 20-40 arasındadır. Bir başka görüş beynin olgunlaşma sürecinde sempatik ve parasempatik sistemin aşırı aktivitesinin engellenememesidir. Bazı durumlarda vücut demir miktarındaki yetersizlik söz konusudur. Demir beyin için önemli bir elementtir çünkü beyin gelişiminde ve sinir sistemindeki bazı maddelerin yapımında yardımcı bir maddedir. Eksikliği bu durumu tetikleyebilmektedir. Teşhis koyarken mutlaka ayrınlı bir muayene, çocuğun o anda çekilmiş video görüntüleri, ve Elektroensefalografi (EEG) gereklidir. Soluk tutma nöbeti sırasında yaşanan anoksi yani oksijenlenmedeki azalma beyindeki sinir hücrelerinin ani fonksiyonal depresyonuna yol açar. Farklı klinik görüntülere yol açabilir.
Örneğin; Basit nefes tutmada çocuk nefesini tutar, morarır, bilinç kaybı olmaz Ağır şeklinde bilincinide kaybeder. Çok nadiren dağa ağır tabloda epileptik nöbetler görülebilir. Ancak hepsinde EEG normaldir. Hastaları izlerken olayın sıklığı ve şiddeti göz önüne alınarak izlem planı yapılır. Örneğin demir eksikliği saptanırsa hemen tedavisi başlanmalı ve tedavi sonrası kontrol edilmelidir. Ağır vakalarda ilaç tedavisi planlanabilir. Seçilecek ilaç hekim tarafından belirlenir Sonuç olarak soluk tutma nöbeti bir epilepsi değildir aynı zamanda psiko sosyal davranış bozukluğu ile ilgisi yoktur. Dikkatle izlenmeli ancak olumsuz sonuçların yaşanmadığı bilinmeli.
Yorumlar Sende Yaz
Yorum Bulunamadı. İlk Yorum yazan siz olmak için tıklayın.